KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Kıbrıs Türk halkı Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır
7 mins read

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Kıbrıs Türk halkı Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır

(ANKARA) – KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi’nde de ifade edildiği gibi Kıbrıs Türk halkı, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. KKTC, Türk devletleriyle her alanda ilişki kurmaya hazır bir devlet yapısına sahiptir. 21’nci yüzyılda tüm siyasi dengeleri derinden etkileyebilme potansiyeline fazlasıyla sahip olan TDT’nin sınırları Doğu Akdeniz’e kadar genişletilerek en güneydeki Türk devleti olan KKTC’nin katılımlarıyla daha da güçlenmiştir” dedi.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümü ve 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı KKTC’de kutlanıyor. Lefkoşa’daki resmi törene katılmak üzere KKTC’ye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ercan Havalimanı’nda KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve kalabalık bir heyet tarafından karşılandı. Heyette KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu da yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu KKTC’ye geldi.

Cumhurbaşkanı Tatar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraberindeki devlet erkanı, önce Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı, ardından Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Geçit Töreni’ne katıldı.

Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve diğer yetkililer katıldı.

Törende konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şunları kaydetti:

“Bu yol özgürlük, bağımsızlık ve hürriyet yoludur”

“Rum-Yunan ikilisi 1963-74 arasında bir taraftan katliamlar yaparken diğer yandan da adanın Yunanistan’a ne zaman bağlanacağının hesabını yapmaya devam ediyordu. Nitekim Yunanistan’daki askeri cunta yönetimiyle EOKA milisleri 14 Temmuz 1974 darbesiyle Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’nin ilan ederken ana hedefleri halkımızı yok edip Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmekti. Bu süreçte halkımızın gözü Toroslar’da kulağı da Ankara’daydı. 15 Temmuz darbesinden sonraki günlerde sanki aylar geçiyordu.

Kıbrıs Türk halkının artık tahammülü kalmamıştı. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 sabahı Barış Harekatı’nı gerçekleştirme kararı almış, 20 Temmuz 1974 sabahı Türk askeri Girne sahillerine ayak basarken, paraşütlerle gökten yağmur gibi toprağa iniyordu.

Doktor Fazıl Küçük ile Rauf Raif Denktaş’ın yakmış oldukları meşaleler yolumuzu aydınlatırken ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleriyle yolumuzu çizmiştir. Bu yol özgürlük, bağımsızlık ve hürriyet yoludur.

“Türk tarafı olarak çözüm önerilerine olumlu ve yapıcı bir tutum gösterdik”

Türk tarafı olarak müzakere süreçlerinde uluslararası çözüm önerilerine her zaman samimi, olumlu ve yapıcı bir tutum gösterdik. Amacımız Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmaktı. Ama ne var ki, değişmeyen Rum zihniyetinin hakimiyetçi ve dayatmacı tutumu tüm müzakere süreçlerini başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Rum tarafı hala daha federal çözüm adı altında Kıbrıs Türkünün azınlık pozisyonunda olacağı ve AB içinde üniter bir yapıya dönüşeceği bir çözümde ısrar etmektedir.

Beklentimiz egemen eşit ve eşit uluslararası statü temelinde pozisyonumuzun teyit edilmesidir. Cenevre Zirvesi’nin ardından BM Genel Sekreteri sayın Guterres tarafından tespit çok nettir. Sayın Guterres bir sürecin başlamasına yönelik olarak iki taraf arasında ortak zeminin bulunmadığını ortaya koymuştur. Sayın Guterres’in bu söylemleri Kıbrıs gerçekleriyle uyum sağlamaktadır.

“Dendias’ın yalan ve iftara dolu açıklamasını şiddetle kınıyoruz”

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıs Adası’nda son 50 yıldır sürdürülen barışı bu şekilde tarihi hatalarla bir çatışmaya veya birilerinin hedef tahtası yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Rum tarafının provokatif adımları, üçüncü ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, ortak tatbikatlar gerginliğe hizmet etmektedir.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi’nde de ifade edildiği gibi Kıbrıs Türk halkı, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. KKTC, Türk devletleriyle her alanda ilişki kurmaya hazır bir devlet yapısına sahiptir. 21’nci yüzyılda tüm siyasi dengeleri derinden etkileyebilme potansiyeline fazlasıyla sahip olan TDT’nin sınırları Doğu Akdeniz’e kadar genişletilerek en güneydeki Türk devleti olan KKTC’nin katılımlarıyla daha da güçlenmiştir. Doğu Akdeniz’de Türk dünyasının kalesi konumunda olan KKTC, Mavi Vatan’daki ve hava sahasındaki hak ve hukukumuzun korunması için gemileriyle, İHA ve SİHA’larıyla mücadelemize devam etmektedir.

“Kınanması gerekenlerin en başında Yunanustan gelmektedir”

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in kendi ifadeleriyle Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümünü kınamak üzere Güney Kıbrıs’ta bulunuyor. Kıbrıs konusunda kınanması gerekenlerin en başında Yunanistan gelmektedir.

Merhum Bülent Ecevit’in vurguladığı gibi 20 Temmuz Barış Harekatı hem Güney Kıbrıs’ta hem de Yunanistan’da barış ve demokrasinin tesis edilmesini sağlamıştır.

KKTC’yi tanıtmak, ekonomisini güçlendirmek, refahını arttırmak için Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle canla başla çalışıyoruz. Çalışmalarımıza ve bizlere her alanda desteğini esirgemeyen sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.”

Cumhurbaşkanı Tatar’ın konuşmasının ardından MHP Genel Başkanı Bahçeli, Tatar’a Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümü dolayısıyla hediyeyi takdim etti.

(SÜRECEK)

Kaynak: ANKA / Güncel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir